-
Sır…
Editör Ekibi
Bir gün elbiselerimi yıkamak için nil nehrinin kenarına gitmiştim. Nehrin kenarında dururken, birde baktım ki, görülmemiş şekilde büyük bir akrep bana doğru geliyor. Çok korkmuştum. Beni onun şerrinden koruması için Cenab-ı Hak’ka sığındım. Akrep nehire geldiğinde, sudan büyük bir kurbağa çıkıp akrebe doğru geldi. Akrep kurbağanın sırtına binip suyun üzerinde yüzüp gittiler. Bu bana çok […]
-
Hz. İsa ve kötürüm
Editör Ekibi
İsa Aleyhisselam bir ağacın altında dua eden birini gördü. Dikkatlice baktığında adamın ayakları yürümeyen bir kötürüm olduğunu anladı. İki gözü de görmüyordu. Vücudunda ise baras hastalığı olduğu anlaşılıyordu. Ama adam bütün bunlara rağmen ellerini kaldırmış mutluluktan uçacakmış gibi dua ediyordu:Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!.. Hazret-i […]
-
Zalim hükümdarın ameli
Editör Ekibi
Eski zamanlarda büyük bir hükümdar vardı. Ülkesi çok büyük, ve devleti de çok güçlü idi. Bu hükümdar bir gün hastalandı. Hastalanmasının üzerine bütün saray halkını heber yollayıp yanına çağırarak onlara vasiyyet etti, dediki :__ Ey benim vezirlerim,oğullarım, dostlarım, kullarım. İşte beni görün de, halimden ders ve ibret alın. Bu fani ve yalancı saltanata sakın aldanmayın. […]
-
Bâyezîd ve rahibeler…
Editör Ekibi
Bâyezîd-i Bistâmî kırk beş kere hacca gitmişti. Bir gün Arafat Tepesinde oturuyordu. Nefsi ona;“Bâyezîd! Senin bir benzerin var mıdır? Kırk beş defâ haccettin ve binlerce defâ hatmetme bahtiyarlığına eriştin.” diye fısıldadı.Bu ses onu üzdü. Derhâl toparlandı ve oradaki mahşerî kalabalığa;“Kim benim kırk beş defâ yapmış olduğum haccı bir ekmeğe satın alır?” diye sordu.Bir adam başını […]
-
Ayakkabıcı ve sakat çocuk
Editör Ekibi
Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama, küçük bir dükkan için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Hem de güçlükle.. Adam ona bir kez daha göz […]
-
Bumi Kabilesi – Sudan
Editör Ekibi
Omo vadisinde ve Sudan civarlarında 6000 kadar Bumi kökenli insan yaşadığı söylenmektedir. Bu kabile geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadırlar. Bu kabilemin kadınlar genellikle keçi dersinden yapılan etekler giyer ve göğüs kısmı diğer kabilelerdeki gibi çıplaktır. Bu kabileye mensup bireyler renkli boncuklar ve dudak halkaları ile dikkat çekerler. Erkekler öldürdükleri insan ve hayvan sayısı kadar vücutlarına […]
-
Bu da Geçer Ya Hû!
Editör Ekibi
Dervişin biri , uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır. Karşısına çıkanlara, kendisine yardım edecek, yemek ve yatak verecek biri olup olmadığını sorar.Köylüler, kendilerinin de fakir olduklarını, evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini salık verirler. Derviş yola koyulur, birkaç köylüye daha rastlar. Onların anlattıklarından, Şakir’in bölgenin […]
-
Fakir kadın ve Yahudinin imanı
Editör Ekibi
Bir bayram arefesinde, dul bir kadın yanında babadan yetim kalmış çocuğu ile zengin bir hacının dükkanına girerek, Allah rızası için yardım istedi. Hacı fakir kadına yardım etmediği gibi:– Bıktım sizden nedir bu iş.. Ben sizin için mi çalışıyorum. Defol şurdan, diyerek kovdu.Hacıdan hiç ummadığı bir şekilde cevap alarak kapı dışarı edilen kadıncağız, melül- mahzun oradan […]
-
Adalet
Editör Ekibi
İstanbul’un fethinden sonra Hazreti Fatih bütün mahkumları serbest bırakmıştı. Fakat bu mahkumların içinden iki papaz zindandan çıkmak istemediklerini söyleyerek dışarı çıkmadılar. Papazlar Bizans imparatorunun halka yaptığı zülüm ve işkence karşısında ona adalet tavsiye ettikleri için hapse atılmışlardı. Onlar da bir daha hapisten çıkmamaya yemin etmişlerdi.Durum Hazreti Fatih’e bildirildi. O, asker göndererek, papazları huzuruna davet etti. […]
-
Endonezya nasıl müslüman oldu?
Editör Ekibi
Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya’ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi iş yerine. Eleman iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan. Merak etti, sordu: – Hangi […]