Yazı serisinde bugün teknolojiye değineceğim. Yıllar ardını kovalarken takvim yaprakları bir bir dökülürken buna paralel olarak gün geçtikçe ülkemizde teknolojiye daha bir bağımlı bir gençlik oluştu hatta ne üzücü ki teknoloji kullanım yaşı ikiye düştü.
Çevrenizde de görüyorsunuzdur, 2 yaşındaki çocukların bile elinde tablet veya telefon var. Elin insanı kim bilir iPhone kaçları Samsung bilmem kaçları çıkartmıştır ama ilk olarak ellerindeki serideki ürünlerin yeterli satışını yaptıktan sonra sonraki seriye geçiyorlar oysa üretimini daha önce yapmıştır zaten. Model meraklısı ya da gösteriş sevdalısı kişiler var oldukça bu düzen devam eder.
Afrika’ya gittiğimde bizzat şahit oldum, orada insanlara bırak tablet telefonu lolipop dağıtıldığında bile dünyalar onların olmuş gibi sevinirler. Oysa, bizim çocukların birçoğuna hediye olarak lolipop verirsek kabul etmeyip tablet veya telefon hediyesi isterler.
* * *
Madem teknoloji bu kadar hayatımıza girdi bunu fırsata çevirebiliriz.
Ülke çapında festival ve yarışmalar yapılmasını her yerde her platformda çok uzun yıllar boyunca dile getirmiştim. Teknofest, bu bağlamda güzel bir adım. Bence konsept daha bir geliştirilerek bu yarışmanın yanında tüm yarışmacılar için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonluğunda her ilde yetiştirme ve geliştirme akademileri kurulmalı ve orada tüm imkanlar sağlanmalı. Teknofest’e katılım yoğun olduğu için başarılı olunmadığında özgüven kaybı yaşayan kardeşlerimiz yolun başında pes edebiliyor.
Beyin fırtınası ve imkanlarla bizim insanlarımız gerçekten öyle şeyler başarır ki. Birçok yerde karşıma öyle çalışmalar çıkıyor ki, görünce ‘vay be’ diyorum. Öyle ki destek verildiğinde bizim sanayiciler de sıfırdan öyle şeyler yapabilirler ki. Yeter ki bizim insanlarımıza güvenelim. Birçok araba ya da teknoloji markalarının Türkiye’de üretilme sebebinin jeopolitik konum ve ustalarımızın becerisinden geldiğini unutmayalım. Bir de şuna tümüyle yerli üretim eklense var ya kimse elimize su dökemez.
* * *
Son zamanlardaki gelişmelere değinecek olursak, savunma sanayii konusunda Türkiye özellikle son yıllarda büyük gelişmeler kaydetti. Milli Muharip Uçağı, Kızıl Elma, Anka-3, TB-3, TCG Anadolu başta olmak üzere teknolojik anlamda birçok önemli atılım yaparak karada, havada, denizde söz sahibi ülke haline geldik.
Stratejik olarak, dünyanın gözünde Altay tankını üretemeyen ülke görünümde olan Türkiye böylece gözlerden ırak şekilde arka planda rahat şekilde hızlıca çalışmalar yürüterek insansız hava araçları konusunda dünyanın en önde gelen ülkelerinden birisi oldu. Yani Türkiye Altay tankının da katkılarıyla dikkat çekmeden kendini geliştirerek bir anda dünya gündemine oturdu. En zorlu kısımları geçerek bundan sonraki süreçte artık kozlarımızı biraz daha açık oynayabiliriz zira birkaç yıl öncesine nazaran daha güçlü bir devlet konumundayız.
TOGG girişimi başarılı bulduğum bir girişim oldu dilerim birçok şeye öncü olur çünkü yurt dışından getirdiğimiz arabaların sayısı korkunç rakamlarda. Eğer teknoloji anlamında tamamıyla iç üretim ve teşvike dayalı bir model izlenirse ekonomik verilerimiz tahminlerden daha büyük ilerleme sağlar.
Ne diyelim vira bismillah…